26 Ağustos 2010 Perşembe

ben doğdum doğalı şimdi mutluyuuuuuuuuummm :)

efenim yarın itibariyle 27 yaşını dolduran bir insan oluyorum :S ( bunu itiraf etmek biraz zor oldu evet ) eskiden büyümek için çabalardık vs geyiklerini yapamiciim ama şu bi gerçekki bu büyüme işinden hiç hazetmiyorum.... bu benim ailemden uzakta olduğum ilk doğum günüm, dolayısıyle de evli olarak girdiğim ilk doğum günüm oluyor :) sevgili kocam ; arada gırtlağını sıkmak istesemde severim kendisini :D (hemde çok) yarına kadar sabredemeyip bu akşamdan hediyemi vermek istemiş içi kaynamış dayanamamış.. uzun zamandır beni telefoncu telefoncu gezdirip vay şu model nasıl vay bu şu özelliğe sahip vs diye bana telefon hediye edeceği izlenimi verirken, ters köşe yapıp bu akşam beni bir netbook ile taçlandırdı :D (oleeey oleeeey) annemin evinden (!) ayrıldığımdan beri kişisel bir bilgisayarımın olmayışı ona dert olmuştu :) ''düşünceli kocam''
tabi benm doğum günüm bu gün deil :D yarın, fakat bu kadarla kalacakmı??? ramazan ayında olmamız nedeniyle parti yapamayacağımız aşikar :D fakat kocamın ''yarın akşam yemek yapma'' demesinin altında da bişiler yatmıyor değil :P
gelişmelerle aranızda olacağımmm

11 Ağustos 2010 Çarşamba

kabuslaaaar

öff sıcak bir gün daha... sabah gümbürtüyle uyandığımda tam da bir kabusun son saniyelerini yaşamaktaydım...
yatağın ayak kısmında başım baş kısmında ayaklarım olduğunu farketmemle yataktan fırlamam arasındaki süre saniyeyle bile hesaplanamaz... gürültüye doğru gittim büyük bir cesaretle... duvara monte edilmiş olaan oklar ve sprey oda kokusu kutusunun düştüğünü gördüm...ona içim rahatladıda şu kabuslar ne zaman son bulacak... :(
bu aralar çok abuk rüyalar görüyorum... içimdeki sıkıntı yüzünden sanırım... hayırlara vesile olsun.. geçecek geçecekk...

9 Ağustos 2010 Pazartesi

20 lik diş


30 uma merdiven dayadım ama hala 20 lik dişlerim çıkmaya çaba gösteriyor... gerçeklerle karşılaşması için ne yapmam lazım.. bu ayın 27 sinde 28 yaşıma gireceğimi onlara uygun bir dille nasıl anlatabilirim... bu onlar için büyük bir yıkım olur mu ? hayata küsüp çürüyüp giderler mi ? hepsi bir kenara, çektiğim acılar son bulur mu ?
tahmin edersiniz ki güne pek iyi başlamadım... bir yandan ağzımın en dip köşesinde oluşmuş bir yumru yüzünden esnemek bile işkence haline gelirken, bir yandan da daha dünyaya ayılamadan sevgili köpeğimizin tuvalet ve evi ayırt edemediğini görmek.. şuan kendimi bir korku filminin içinde bir türlü gelişemeyen olayların başlangıcındaki o sıkıcı gerici sahnede gibi hissediyorum.. çünkü saat 11:45 olmasına rağmen dışarıda kasvetli bir hava ve fonda şiddetli gök gürültüsü var...
oysa benim bugün yapacaklarım listemde çamaşır yıkamak vardı :( böhüü...
neyseki sevindirici olan bir şey var ki o da bu akşam yine çekirdek aile hayatımıza geri dönüş yapıyor olmamız... köpecikle bu akşam vedalaşıyoruz.. o sahiplerinin yanına gidiyor.. bizde sıcak yuvamıza :)

8 Ağustos 2010 Pazar

BİG FİSH


bilok dünyası.. henüz beni okuyan gören takip eden etmeyen var mı bilmiyorum ama eğer okumadıysanız bu önerimi kaçıracaksınız ve kaçırdığınız için belki hiçbir zaman böyle bir filmden haberdar olamayacaksınız... ve de hiçbir zaman bu filmi izleyemeyeceksiniz dolayısıyle bu tüm bilok dünyası için büyük bir kayıp olacak..
tim burton'ın harikalarından biri BİG FİSH... bu hafta izlediğim ve izlerken gözyaşlarıma engel olamadığım 2. film.. 1. si ''cennetimden bakarken'' isimli peter jackson filmiydi.., ikisinide tavsiye edioyorum ammaaa. tim burton bir harika yahu hangi filmini izlesem kendisine bir kez daha bir kez daha hayran oluyorum.... keşke tim burton benm komşum olsa akşam üzeri ona türk kaavesi içmeye gitsem bana yeni film projelerinden falan bahsetse bende ona kurabiye tarifi versem falan... hayal dünyası işte... hem benmde hayal dünyam tim burton kadar genişmiş yahu :)
velhasıl kelam izleyin izlettirin...

7 Ağustos 2010 Cumartesi

sıcakmıdır nedir


sayın bilok okuyucuları...
tahmin ederimki hepimiz şu aralar aynı dertten müzdaribiz... bu günlerde beni en iyi tanımlayan kelime miskin olurdu... :) eskiden balkanlardan soğuk hava dalgaları neyim gelirdi.. aramızı acilen düzeltmeliyiz balkanlarla... bu sıcakta bir cumartesi akşamı ne yapılır ?? aslında şöyle deniz kenarı üfür üfür esen bi yerlere gidilir uygun bir yer bulunur oraya çöreklenilir.... ben şahsen bizzat kendim.. denize yakın rüzgarı bol bir ilçede büyüdüm yine denize yakın bir yerde oturduğumuz halde sevgili kocam amelesi çok diye beni kordonda gezme zevkinden mahrum bırakmakta :(
kaderime boyun eğmek zorundayım.. neticede ben büyüdüğüm yerden daha çok sevdiim için bu adamla evlendim... (oyy sevesim geldi)
şuan ben bu satırları yazarken kendisi statda maç izlemekte... ben neden o maçta deilim ?? çünkü evde bakılması gereken bir yavrumuz var.... (kendisi köpeemiz oluyor pazts akşamına kadar)
böyle kışın patilerim üşüdüğünde yada yazın denize giremediim için bunaldığım dönemlerde işte bikaç yaz önceki tatilimden çekilmiş o yukarıdaki fotoya bakıp bakıp iç çekerim... heeeeyy gidi günler heey...

Frog Legs Dancing With A Little Salt

bugünkü yemek tarifimiz tuz dökünce kıpraşan kurbaa bacaklarıı afietle izleyin efemmm :)

5 Ağustos 2010 Perşembe

birkaç gündür kötü günler çeçiriorum.. buhrandamıyım neyim... ağlama eşliğinde yemek, ağlama eşliğinde televizyon, ağlama eşliğinde ev işleri... aslında tam olarak sebebini bilmiorum bu yüzden herşeye bağlıorum... bir yandan özgürlüğüm kısıtlanmış gibi hissediyorum... köpeğimizi evde yalnız bırakamıorum haliyle bende eve hapsolmuş durumdayım... sadece onu tuvalete çıkardığım zamanlar hava alıorum biras, o da özgürce deil.. sanki tasma bana takılmış gibi hissetmeye başladım... beraber gezmek istediğimizde tek gidebildiğimiz yer parklar oluyor... birde köpek ve hayvan sevmeyen insanların itici bakışlarına maruz kalmak, heran birinden bir laf işitecek duygusuyla dolaşmak... köpek bakmak zor zanaat sayın okuyucular.. bunlar sadece  bir kısmı, temizliği bakımı sorumluluğu da yanında... şartlar ve yaşanılan alanlar uygun olmadıkça köpek sahibi olmayın derim ben... birde vicdan azabı çekmeyin sonra...

4 Ağustos 2010 Çarşamba

CUNDA MUNDA



bitanecik kocamla bu yaz mükemmel bir tatil yaptık.hiç zaman kaybetmeden size tatilden ve orada yaşadıklarımızdan bahsetmek istiyorum

izmir mi ? kıbrıs mı diye düşünüp karar veremezken caanım iz tv çat diye cunda belgeseli yapmazmı ?? ohh amanın onlar ne mezeler öyle !!... meze olayı cunda'da tavan yapmış... bir yandan sirtakiler, tavernalar, bir yandan huzur dinginlik...

haydi dedik ! cunda'ya gidiyoruz :)

ve inanın hiç bir saniyesinden pişmanlık duymadık...

eğer cunda veya ayvalıkta radyo dinlemek isterseniz türk radyolarını unutun.. çünkü yunan radyosundan başka kanal çekmiyor :) buda insana kendini bir yunan kasabasındaymış gibi hissettiriyor.

ayvalık-cunda'da yapılması gerekenler

- mezelerin yanı sıra ayvalığa özel papalina balığından yemeyi unutmayın

-damla sakızlı dondurma ve kabak çiçeği dolmasınıda unutmayalım

- sanılanın aksine ayvalık tostunu ayvalıkta müthiş yapmıyorlar, ben buradakinden pek farklı bulamadım

-şeytan sofrasına çıkın,gün batımını izleyin

-moshos tavernada yunan şarkıları eşliğinde coşun

- sokaklarda durup kedileri sevin :)

-zeytin yağı ve zeytin almadan dönmeyin.

- ayvalık merkezdeki cafe caramel'e uğrayıp lavantalı kurabiyelerinden tadın.. bide sahibine benden selam söyleyin :)

- çöp(m)adam'ın atölyesini bulun tara hopkins'i tanıyın esprili şeker bir kadın.. ürünlerini mutlaka görün.. alın dememe gerek yok zaten dayanamayacaksınız :)

tabii bununla sınırlı değil , biz 5 güne sığdıramadık tatilimizi, keşke biraz daha uzun olsaydı... ama en kısa zamanda yine oralarda o havayı soluyor olacağız.. buna eminim :)

köpeğinmi var derdin var


derdim çok büyük sayın okuyucular... eşimin beni sevindirmek amaçlı yaptığı bir girişim hüsranla sonuçlanmak üzere :(nur topu gibi bir köpeğimiz oldu fakat ben kendimi çocuk yapmaya hazır hissetmediğim gibi köpek bakmayada hazır hissetmiyormuşum... az önce itibari ile bembeyaz koltuğumun üzerine kusması bardağı taşıran son damla oldu :( çok üzgünüm ve kendime çok kızıyorum... tam bir hayvansever olan ben, bundan daha ağır basan yönlerimin olduğunu farkettim.. meğer ben tam bir hijyensevermişim...

açık konuşmak gerekirse köpeğe evde bakmak sabır işi, daha önceleri beslediğim kedilerde hiç böyle sorunlar yaşamamıştım... üzgünüm sanırım beraber geçirdiğimiz son günler...

ilk blog yazıma böyle duygu yüklü başlamak istemezdim...

gelişmelerle aranızda olacağım...