30 Ocak 2011 Pazar

hayat bi garip


bu akşam uzun ve bunaltıcı bir yolculukla evime vardım... yolun %70 i ayakta geçti... kalabalık heryerden nefret ediyorum, gayet kendi halinde, otobüste kendine güvenli bir yer olarak yamacımı seçmiş bir teyzenin beni çantasıyla cam arasına sıkıştırmasına sabır çekerek, zavallı bir teyzeyi kırmamak için, sinirimin hedefi olmaması için saçma sapan şeyler düşünürken aklıma takıldı

şu hayatta öğrenilmesi çok kolay olan ama benim bir türlü öğrenemediğim şeyler var ve bunlardan garip bir şekilde utanıyorum

- yüzmeyi bilmiyorum... çok normal görünüyor değilmi ? ama değil.

eğer sizinde çocukluğunuz deniz kenarında geçseydi ve daha 5 yaşında bebeyken bile tüm arkadaşlarınız balina gibi yüzseydi bu utanç verici olurdu

peki neden bilmiyorum? inanın bunuda bilmiyorum... ama bildiğim birşey var çok çabalamama rağmen kimse öğretemedi bana yüzmeyi... bu görev için birbiriyle yarışan hatta iddialaşan arkadaşlarımda oldu ama olmadı yapamadım...

- ıslık çalmayı bilmiyorum... okul hayatım otobüslerin minibüslerin peşinde koşarak geçti... arada benim halimi görüp minibüse ıslık çalan hayırseverler dışında...

bunun içinde çok uğraştım. annem süper ıslık çalar mesela, uğraştı öğretemedi... yıllarca çabalamamın sonunda dışarı doğru üfleyerek değil nefesimi içeri doğru çekerek bi miktar çalabiliyorum artık ama onuda yanımdaki zor duyuyor.... :/

- bir türlü tavla oynamayı öğrenemedim... ama bu konuda kendimi çok eleştirmiyorum öğrenmek istemedim heralde.. ya da deneyip hüsrana uğramaktan korktum.

- her türlü müzik aletini çalmayı denedim ama en fazla 2 gün sürdü aşkım.. çünkü gitar parmaklarıma nasır yaptı, flüt bi süre sonra ağzımı hissetmememe sebep oldu (biliyorum bunları bu işi yapan herkes başlangıçta yaşadı ama benim vazgeçesim varmış) piyanonun sesi kafamı ağrıttı vs vs...

-araba kullanmayı öğrendim ama bir türlü viteslerin ne zaman neye göre değiştirileceğini öğrenemedim... yani her öğreten bana şöyle dedi

"evet şimdi vitesi 5'e al"

tamamda neden? işte kimse bunun cevabını veremedi bana... yani mantıklı bi cevabı olsa anlıcaktım belkide...


yani şimdi bunlar böyle genel olarak problem gibi görünmüyor ama içsel dünyamda kopan fırtınaları ne kadar anlatabildimse işte :)

ama tüm bunların yanında açıklanamayan mucizelerde yaşadım hep

- mesela daha minimini bir çocukken bütün 1. ligdeki takımların kaptanlarını ezbere bilir hepsini sayardım.. hayır asla fanatik futbol düşkünü bir çocuk değildim ama bunda babamın 24 saat evde futbol izlemesinin payı büyüktü diye düşünüyorum... abimin arkadaşları bize geldiğinde hemen beni yanlarına çağırıp başlarlardı saydırmaya :)

- ilk işimde yüzlerce referans numarası ve yüzlerce çeşit ürün arasında çalıştım.. bunlar farklı kalınlıklardaki kataterlerdi... (ameliyatta kullanılan bir sonda türü) hiçbir çaba harcamama rağmen bütün referans numaralarını ezbere bilir, bütün kateterlerin hangi numara olduğunu uzaktan bile baksam anlardım...

- bir sabah kalkar bu gün dünyanın bir yerinde bir uçak düşecek derdim ve hiç sekmezdi... aslında öyle "6. hissim kuvvetlidir " diye ortada dolanan biri değilim ama bu uçaklara has bir durumdu sanırım..

bunlarda mucize saylmaz tamam... vazgeçtim

otobüste gelirken düşündüklerim sonucunda bir sıkıntı belirdi kafamda yine

ya ben gerizekalıyım ya da zekiyim... yıllarca benimde birşeye yeteneğim olmalı diye düşündüm durdum, denedim... spora yok. müziğe de yok.

ama var birşey daha keşfedilmemiş birşey var... biliyorum :) hala umutluyum ... dedim veeee

sıkıntı daha çok büyüdü içimde, yanımda beni çantasıyla taciz eden teyzeye döndüm " biraz ileri gidermisiniz çok sıkıştım ben burada" deyiverdim....

Hiç yorum yok: