NOT : bu anlatım azıcık spam içerebilir... filmi izlemediyseniz lütfen izleyip öyle gelin. adamı hasta etmeyin !
öncelikle şunu söylemeliyim ki bundan 3 hafta kadar önce bir akşam sevgiliyle aklımızda herhangi bir film olmadan sinemaya gidelim diye evden çıktık. (hayır bu filmi o zaman izlemedik)
gişe de o film mi olsun, bu film mi olsun, diye uzuuun uzuuun düşünüp karar veremedikten sonra eve geri döndük... işte o zaman Life Of Pi gösterimdeydi fakat hakkında hiçbirşey bilmediğim bir filmi izlemeye cesaret edemedim...
öyle ki hindistan'la bir alakası olduğundan azıcık haberim olsa izleyecektim... malum artık hint filmlerine ilgimi biliyorsunuz...
ama bu kez bir uzakdoğulu yönetmenin elinden çıkmış.
hepimizin ya da çoğumuzun "brokeback mountain" filminden tanıdığı, aynı filmde oscar'ı da kapmış olan yönetmen Ang Lee'nin filmi.
filmi Giz'in şuradaki anlatımından sonra, vizyonunun son demlerinde, yani dün akşam sinema'da 3 boyutlu izledim. evet film bir görsel şölendi aynı zamanda, ama 3 boyutlu izlemezseniz de zevk vereceğine eminim...
film hakkında söylenecek onca şey olmasına rağmen, felsefesi, din ve tanrı olgusu, hayatta kalma savaşı, dostluk, korkular...
benim söylemek istediğim tek şey var
izleyin kardeşim !
şimdi başka birşeyden bahsedeceğim... kedilerle aramda acayip bir bağ var. artık biliyorsunuz... size bununla alakalı bir yazı daha yayınlayacağım yakında...
kedi ve kedi türleri oldum olası ilgimi çeker. hele ki kaplanlar, onların ihtişamı, ulaşılmaz oluşu, asaleti, renkleri, desenleri her bir şeyi bende büyük bir hayranlık duygusu uyandırıyor, eğer benim gibiyseniz bu filmde doyacaksınız :)
Richard Parker adında 300 kiloluk bir bengal kaplan ile, Pi adında 16 yaşında hintli bir çocuğun, batan bir gemiden kurtulan tek canlılar olduğunu ve tek bir filikada, beraber verdikleri yaşam savaşını izleyeceksiniz.
istediğiniz anlamı çıkarmanıza müsait bir film fakat, sanırım en önemlisi, bazı korkularımızın bizi aslında hayatta tuttuğu.
bazıları filmin sonunun havada kaldığını düşünse de, ben en vurucu sahnenin filmin sonu olduğunu düşünüyorum. ne sanıyordunuz ? richard parker'ın dönüp Pi'nin boynuna sarılıp beraber ağlayacaklarını mı ?
eğer öyle düşünüyorsanız bence Pi'nin anlattığı 2. hikayeye inanlardansınız...
bana sorarsanız ben 1. hikayenin gerçek olduğuna inandım. çünkü Pi'nin de dediği gibi "hiçbir kedi türü evcilleşmez, sadece eğitilebilir" ve Richard Parker'ın karaya indikten sonra arkasına bile bakmadan ormanın içinde kaybolup gitmesi de bunun kanıtı...
sanırım hala bazı sinemalarda gösterimde, ben marmara forumda izledim belki haftasonu da gösterimde olabilir. ama sanırım bu son hafta , yani 3 boyutlu izlemek isteyenler ellerini çabuk tutsun...
2 yorum:
Bende izledim ve çok sevdim ve bende 1. hikayeye inananlardanım;) sevgiler..
:) evet sevilmeyecek gibi değildi, kitabını da okumayı isterim...
Yorum Gönder