10 Kasım 2010 Çarşamba

ev hanımlarının 10 yıl sonra şahitliği kabul edilmesin... cezai ehliyeti olmasın !!


sanırım ev hanımı olmanın en kötü tarafı tüm gündüz kuşağını izlemek zorunda kalmak, bu ev hanımlığı kulağa çokta hoş gelmiyor (heleki fotoğrafçılık kursu hezeyanımndan sonra :( neyse)

sabah seda sayan'la başlayan işkence akşam yemekteyiz ile sona eriyor.. gün içinde yaşananlar şöyle;

sabah seda sayan ablamızın bacımızın... hiçte kıvrak olmayan dans figürleriyle poposuna zoomlanmış bir kameranın görüntüsüne bakarak kendime geliyorum.. beynime ok saplanıyor zınk diye... bu nasıl bir saçmalık?

yıllardır gündüz kuşağı görmemiş bir insanın yaşadığı şoklar bunlar sıkı durun !!

seda sayan neden böle kalasvari hareketler yapıyor ve bu kamera niye onun 33847595 kere silikonlanmış poposunu çekiyor sadece ? bu ne ayıp bişey yahu bakmaya utanıyorum gözlerimi kaçırıyorum kanalı değiştiriyorum başka bir kanalda başka bir kadın programı iclal aydın adındaki olgun vede dolgun hanım abla bir süre oyalıyor beni... aslında gereksiz konuklarla günün o saatlerini doldurmak için yapılmış balonumsu bir program her halinden belli.

veeeee en dehşet verici olanına gelelim........ derya baykal...

ben şahsen derya ablanın accuk kafadan kontak olduğunu düşünmeye başladım..

atlıyor, hopluyor, kafasına tencere koyup 'bunu yağmurlu günlerde şapka olarak kullanalım' diyor, konuklarının konuşmasına şiidetle mani oluyor.. o zaman neden konuk çağırıyor bilinmiyor.. gelen konuklar hebele hübele ek mük kem küm derken bişi anlatamayacağını anlayıp susmayı tercih ediyor.. ve eminim oradan çıkarken bir daha o kanalın yakınından bile geçmemek için yemin ediyor...

en son kapanışı yemekteyiz ile yapıyorum...

özellikle de bu hafta ki yarışmacılarına,

nur yerlitaş...  senin yaptığın işi benim anamda yapıyor, hemde alasını, alt tarafı terzisin be kadın. nedir bu bülent ersoy tripleri ? nedir bu afra tafralar.. gören assolist sanacak... te allaammm..

cenk eren... beni bayıyosun be adam bu nasıl kibarlık anlamadım

ece vahapoğlu... bir gazeteciden çok pop şarkıcısını andıran kadın... 

neşe erberk... hala dünya güzeli seçilmiş olmasına inanasım gelmiyor... belkide sebebi eski öğretmenlerimden birine benzemesidir.. şahsen ben öğretmenimi dünya güzeli olacak sıfatta göremezdim.. onuda göremiyorum işte.. bide garip ses tonu konuşurken hömkürse düzelecek gibi bi his veriyor bana..

barbaros şansal... bu adam normal deil... ayrıca mor ceketine bayıldım taşıdığı anlamlarıda bilince yerinde olmuş :D evet adam normal deil kurtları var dökülmesi gereken.. her yerde görüyorum bu adamı acaba bikaç barbaros şansal var ve onları çeşitli olaylarla ilgilensin diye sokağamı salmış diye düşünüyorum daha geçen gün taksimde hayvan hakları ile alakalı bir eylemde gördüm galatasaray lisesinin önünde dikiliyordu elinde pankartla... ordan geçtim gittim.. saatler sonra dönerken hala orada o9lduğunu gördüm takdir ettim aferim... :D

fakat bir saniye yerinde duramayan bir adamın saatlerce orada nasıl dikilmiş olabileceğine aklım yatmadı.. işte o noktada onun bir klonu olabileceğini düşündüm....

işte böyle sabahtan akşama günün özeti budur... hala yaratıcı fikirler beklemekteyim....

 

Hiç yorum yok: