28 Aralık 2010 Salı

bu günlerde


bu günlerde gündemimde abimlerin bebeği olduğundan yüzümde gereksiz bir aptal ifadeyle dolaşıyorum... ee mutluyuz haliyle ve mutluluk insanı yaratıcılıktan uzaklaştırıyor... :) bu sebeple yazmak için bilgisayarı elime aldığımda bi süre o aptal ifadeyle bakıp duruyorum ekrana...

2 gündür beni sinirlendiren tek şey suların kesik olmasıydı... nihayet bugün akşam üzeri geldi... böyle şeyler gerçekten sinirlerimi bozuyor. yıl bilmemkaç ama hala 2 gün süreyle sular gidebiliyor, hemde pazar günü !!! sular kesik olunca içimden hiçbirşey yapmak gelmiyor, yemek yapsam bulaşık çıkacak, yemek yersem tuvalete gitmem gerekecek :) evi süpürsem, ardından silecek su yok... ne bilim işte su hayatmış gerçekten emin oldum...

bide su gitti ya, sanki çamaşır yıkamassam felaket olacak, sanki su gelinceye kadar beklersem banyo çamaşır dolacak ve bir daha hiç yıkayamayacağım... 3 parça çamaşır banyoda gözüme dağ gibi göründü... sevgili iski sitesinde suların bu sabah 7 de geleceğini yazsa da akşam üzeri geldi... ve sular gelir gelmez işe koyuldum... bugün bebişe gidecektim hep sular yüzünden evde onca çamaşırı bulaşığı bırakıp gidemezdim...

akşamdan beri yemek yap, kek yap, sarma sar, brokoli haşla derken yorgunluktan bitap düştüm.. tüm bu hazırlıklar yarın annemlere götürmek için... bol bol süt olsun diye... :)

hala olmak kolay değil arkadaş...

bir yandanda canım sıkkın... hayalini kurduğum şeyleri yapamıyorum... ya da olmuyor herşey yoluna girdi derken bişi çıkıyor işte... yılbaşı iyice yaklaştı... ve o yaklaştıkça yılbaşı planlarımdan bir bir vazgeçiyorum... hem zaten içimdende gelmiyor şu durumda...

kışı çok severdim ben ama hiç böyle kış görmedim. sabırsızlanıyorum bir an önce yaz gelsin... yaz gelince düzelecek sanki herşey.... umarım...

arkadaşlarımı özledim... en çok da bir daha geri gelemeyecek olanları....

Hiç yorum yok: