20 Kasım 2010 Cumartesi

bayram gezmeleri...




bayram ertesi ilk postla selamlar sayın bilokseverler

bu bayram hiçbiryere gidemeyip evde kalmamız sonucu, evde kaldık hissi yaşamamak için her gün bir fiil gezinip durduk, ilk gün akraba ziyaretleri bitince akşamı arkadaş, kuzen grubuyla geç saate kadar muhabbetteydik, hava birden soğuyunca vede gündüzün güler yüzüne aldanınca tabi hazırlıksız yakalandık... çok üşüdüm çoook, ertesi gün de öğlene kadar uyanamadım öğleden sonrada kendime gelemedim bi süre, fotoğraf makinam olmadık zamanlarda arıza çıkarıp olmadık zamanlarda pilleri bittiği için, sizi adam gibi fotoğraflayamıyorum maalesef ama 2. gün akşama doğru kendime hala gelemeyince pekte isteksiz bir şekilde sevgiliyle nereye gideceğimizi bilemeden çıktık dışarı kendimizi taksim hayal kahvesinin önünde buluverdik...

hayal kahvesinin hemen çaprazında line diye güzel bir mekan daha var bileniniz vardır... ikisi arasında kararsız kalınca, line'da gece yarısından sonra sarp'ın çıkacağı haberinide alınca orada karar kıldık... sarp şey yahu ümit besen'in nikahına beni çağır sevgilim şarkısına cover yapmıştı hani, heh işte o sarp. fekat zaten nikahına beni çağır sevgilim döneminden de sevemediğim kanımın kaynamadığı sarpın canlı performansıda hiç iç açıcı değildi.. şayet o çıkana kadar kafam gayet güzel olmuş olmasına rağmen gitmedi yaaağğğğniiii :P

sarp'tan 2 şarkı dinledik ve çıktık.. ama zaten bi hayli erken gitmiştik.. sarp'tan önce kukla diye bir grup vardı götü yere yakın solisti melek bile ondan daha iyiydi...

neyyyse gelelim gecenin enteresan mevzuularına

buradan türk gençliğine sesleniyorum, sevişmek için barları tercih etmeyin.. şayet gecenin o saatinde sevgilisiyle bara gitme sıkıntısı olmayan bir kızın onun evine gitme sıkıntısıda olacağını sanmıyorum... gidin daha konforlu bir ortamda gözlerden ırak ne halt ediyosanız edin... 

bunun dışlında bir çift daha vardıki geceye gayet mesafeli başlamışlardı, hatta o kadarki hanım kızımız arkasını sahneye dönmüş dünya yıkılsa dönüp bakmayacak kadar mahçup görünüyordu.. yanındaki delikanlıyla arada sigara içmeye çıkışlarında bile aralarından bir tren geçecek kadar mesafe bırakmış bırakın elini tutmayı gece boyunca yüzüne bile bakmamıştı... ama ahh işte şu alkol denen meret yokmu... tesirini göstermeye başlayınca o pek mahçup kız yakayı paçayı dağıttı ve ritm denen olgudan habersiz başladı eller havaya hop hop kop kop yapmaya.. ben ömrümde bu kadar dans eden gördüm ama bu kadar uyumsuz dans edeni görmedim arkadaş... :D neyse bacımız zamanla kanı kaynamış olmalıki üstündeki ceketi çıkarıp attı, delikanlının boynuna sarılmalar şappadanak öpmeler, dans ettirme çabaları görülmeye değerdi,

bi süre sonra onlarda gittiler... artık gecenin sonlarına doğru gerek sarp'ın sıkıcı sahnesi gerekse hemen yanımıza çöreklenen iki adet şıllık yüzünden tadım kaçtı... haydi yetti bu kadar deyip sevgiliyi kolundan çekeleye çekeleye çıkardım,, hemen karşıdaki çorbacıya hangi ara oturduk bilmiyorum... çorba kasesinin dibini görünce biraz ayıldım...

bu arada hayal kahvesinde her cmts gecesi soul staff diye muhteşem ötesi bir grup çıkıyor. bu adamlar bir zamanların passaparolasında yabancı cover'lar söylemekteydiler.. taa o zamanlardan hayrandım kendilerine, belki hatırlarsınız solisti saçlarını elvis gibi tarar hep..

3. gün yine aileyle geçti. ve bugünde son gün, arkadaşlarımızla emirganda yemek ve bir ikea seferinden sonra yorgun ve bitap vaziyette eve düştük... 

bayramdan geri kalan bol bol üşümek oldu... hava artık soğumaya başlıyor gibi, gündüz güneşine aldanmamalı, akşamları feci üşüyorum ben...

bundan sonra beni haraketli bir dönem bekliyor. önümüzdeki ay hala oluyorum çünküüüüü :)

şimdi bebek arabası beşiği ev taşıma oda hazırlama döneminde bende yardımcı olacağım... zaten dün de günümüz bebek mağazalarında geçti, ne masraflı iş arkadaş...

çocuk sahibi olan tüm bloggerları takdir ediyorum zaman ayırabildikleri için...

nice bayramlara sayın bilokseverler.... hep beraber olmak ümdiylee :P


Hiç yorum yok: