9 Eylül 2011 Cuma

mother and child


dizi sezonu açıldı... artık bana malzeme çoook... ama film aktarmaya devam edicem telaşa mahal yok :D

dün gece izlediğim son innaritu filminden bahsetmek istiyorum... aslında baya film izledim ama inanın artık filme çok hayran kalmadıkça yazasım gelmiyor :)

innaritu filmi dediysem bu kez yönetmen veya senarist değil, yapımcı kendisi... ama eli neye değse canını yakıyor insanın :(

mother and child, yani türkçe adıyla "anneler ve kızları" tam bir kadın filmi... alın annenizi yanınıza oturtun beraber izleyin... anneniz uzaktaysa ya da dilime almak bile istemiyorum ama :( hayatta değilse izlemeyin derim... zira şuan annemin uzakta olması bile filmi izlerken beni acayp etkiledi...

14 yaşında anne olan bir kadın bebeğini evlatlık vermek zorunda kalır ve onu bir daha hiç görmez... 38 sene boyunca ne evlenir ne de başka bir çocuk sahibi olur. yaşlı annesiyle yaşar... kızını hiç görmemiş bir anne olan Karen aslında hayatının merkezinde kızının olduğunu annesi öldükten sonra farkeder. hayatını hep ertelediğini, kendini ifade etmekte ne kadar zorlandığını, dış dünyaya ne kadar kapalı olduğunu farkeder... ve kızını aramaya onu bulmaya karar verir...

diğer taraftan Elizabeth 38 yaşına gelmiş evlatlık verildiği ailesinde de çok mutlu olamamış erkeklere, çocuklara ve aile olmaya kesinlikle karşı. aynı hiç görmediği annesi gibi içine kapanık ve kopuk bir hayatı yaşamaktadır... taa ki tek gecelik ilişkilerinde birinden hamile kalana kadar...

filmde birbirinden bağımsız birkaç hayatın nasıl kesiştiğine de şahit olacaksınız... çocuk sahibi olmak istemeyenlerin de , çocuğu olanlarında mutlaka izlemesi gereken bir film... pişmanlıkların, geç kalmışlığın filmi...

sonuna geldiğinde çok ağladım ben... belki siz ağlamazsınız ama bana çok koydu bu filmin sonu... annemi taparcasına sevmeme rağmen hiçbir zaman ona layık olamadığımı düşünürüm... belki bu yüzden belki de ben çok hassasım bilmiyorum... ama yine ağlattı beni innaritu...

Hiç yorum yok: