20 Kasım 2011 Pazar

the fourt kind


uzuuunca bir film arasından sonra tekrar merhaba sayın okur ! türkiye'nin içinde bulunduğu durumu izlemekten, film izlemeye fırsat bulamadık bir süre... neyse ki hayat yavaştan türkiye için normale dönüyor... benim için ise durum aynı :) ama yine de görev beklemez ve film izleyip aktarmaya kaldığım yerden devam etmeli :)

bu film hakkında söylenecek çok şey var aslında... dün akşamdan beri anlatıp anlatmamakta kararsız kaldım... ama bu blogun amacı sadece filmleri olduğu gibi aktarmak değil, kopyala yapıştır hiç değil... ben burada tamamen filmin konusu dışında kendi fikirlerimi de paylaşıyorum.

film kesinlikle önerilecek bir film, yani asla kötü bir film değil, oyunculuk bakımından çok fazla eleştiremiyorum çünkü konu o kadar ilgi çekiciydi ki oyunculuğa odaklanamıyorsunuz...

yıllardır klişe korku filmleri izleyip duruyoruz, artık izleyici kormak için daha gerçekçi şeyler daha farklı senaryolar görmek istiyor. yapımcılar da bunun farkında ki, filmin başında başrolde dr. Abigail Tyler'ı canlandıran Milla Jovovich ekranın önüne geçip aynen şöyle diyor;

- Ben Milla Jovovich bu filmde Dr. Abigail Tyler'ı canlandırıyorum, film 1989 yılında Alaska'nın Nome bölgesinde yaşanan gerçek bir olayı anlatmaktadır, bazı kişilerin isim ve meslekleri değiştirilmiştir. filmde yaşanan olayın bazı gerçek polis ve doktor kayıtları kullanılmıştır. vs vs vs.

sonra film başlıyor, anafikir uzaylılar gerçekten var mı ? yok mu? filmde anlatılan ve gerçek kayıtlarda paylaşılana göre uzaylıların gerçekten var olduğu ortada. hatta doktor'un aniden ortadan kaybolan ve şimdiye kadar bir izi bile bulunmayan küçük kızını da bir polis kamerasının kaydına göre uzaylılar kaçırıyor.

yani film boyunca kurgunun yanında size gerçek görüntüleri de sunuyor, polis kamerasına gelen görüntüler, psikoloğun seans esnasında kaydettiği kamera kaydı. yine gerçek Abigail Tyler'ın ses kaydı yaptığı esnada kasede farkında olmadan kaydettiği garip anlamsız konuşma sesleri, bunların hepsini bize gösteriyor.... ayrıca gerçek Abigail Tyler'ın film boyunca bir üniversite ile yaptığı programdaki anlatımıyla devam ediyor film, yani gerçek doktor filmi anlatıyor ama Milla Jovovich canlandırıyor gibi.

filmde kurgunun yanında gerçek görüntüler de gösterildiğinden film izler gibi değil de belgesel izler gibi izliyorsunuz... bu açıdan çok güzel.

şimdi sadede gelelim, film sadece film olarak yapılsaydı tabi ki bu kadar ilgi çekmeyecekti 10 milyon dolar maliyet karşısında 25 milyon dolar gişe de yapmayacaktı, sıradan korku filmleri kategorisinde kaynayıp gidecekti, gerçek görüntüleri kullanmak (veya gerçek olduğuna inandırılmaya çalışılan) çok yerinde bir pazarlama mantığı olmuş, amacına ulaşmıştır, yapımcılar filmin gerçekliğine inandırmak için bizimle sadece gerçek görüntüleri paylaşmışlar ama bir noktayı atlamışlardır elbet diye düşünüyorsanız bu konuda da titiz davranılmış, gerçekten böyle bir doktor var mı diye araştırıldığında gerçekten var olduğuna şahit oluyorsunuz, doktorun kendine ait bir sitesi alaska psikologlar birliği sitesinde de yine adının geçtiğini görüyorsunuz, işte araştırmanızı burada noktalandırırsanız filme gerçekten inanır, hatta uzaylıların sizi kaçıracağı günü çaresizlikle beklemeye bile başlarsınız, ama hayır, bu iki internet sitesininde (abigail tyler ve alaska psik. birliği) domain adreslerinin, film gösterime girmeden 1 ay önce alınmış olması sizce de garip değil mi ? hadi onuda geçelim de gerçek doktor Abigail diye gösterilen görüntülerdeki kadının, aslında Charlotte Milchard adında bir aktris olması garip değil mi ?

neticede böyle bir olayın asla yaşanmadığı ve filmin tamamen kurgulardan ibaret olduğu araştırmalar sonucu ortaya çıkıyor, iyi ki de çıkıyor çünkü öyle ir olay gerçekten yaşanmış olsa şuan hala "yusuf yusuf " durumunda benide "uzaylılar ne zaman kaçıracak diye bekliyor olurdum" :)

yine de izleyin değişik olur :P

onu bunu geçelim de filmde inandığım tek nokta sümerlerin dehşetengiz yaşayış biçimleri. araştırmaya değer bence, hatta hafta arası kitapçıma gidip bununla alakalı kitap dergi vs ne varsa toplamayı düşünüyorum...


5 yorum:

HuysuzKuzu dedi ki...

çok merak ettim genelde korku-gerilim pek sevmem, daha doğrusu çok korkarım gerilirim izleyemem, ama bunu bir ara izlemeli sanırım..

noraashira dedi ki...

offf ben bu filmden cok etkilenmiştim, bi süre evde yalnız kalamamıştım :) Hatta bende yorumumu yazdım blogumda :)

watashi wa sinem dedi ki...

huysuzkuzu: gerilim sevmeyen insanları ciddi anlamda rahatsız edebilecek kadar gergin bir film, bence izlememelisin :)

norashira: aslında ben de ilk senin blogunda görmüştüm filmi, sende okuduktan sonra ilgimi çekmiş ve izlenecek filmler arasına koymuştum, ama izledikten sonra, böyle şeylerin ne derece gerçek olabileceğini araştırma gereği duydum, şayet gerçekse korkunç bu çünkü :D neyse ki değilmiş :) ha bu arada araştırınca ortaya çıkanların sadece bir kısmını yazabildim, daha bunun içinde filmi yapanlardan 2 kişinin scientology tarikatına üye olmaları da enteresan bir ayrıntı :)

balböcükleri dedi ki...

oturup film izlemeyeli ne kadar oldu bilemiyorum hatta en son eyvah eyvah için gitmiştim sinemaya.sana bravo sabnırım çocuk yok sende.çıkar keyfini.zira yok çişim geldi yok süt ver yok benimle oyna naraları çınlıyor bizim evde.

watashi wa sinem dedi ki...

sinemaya bende eskisi kadar gidemiyorum... bi ara haftada 2 gün gittiğim oluyordu (bekarken) ama şimdi yılda 1 kere ancak :) henüz yavrulamadım ama olsa da film izleyecek fırsat bulurum ben :)