7 Ocak 2012 Cumartesi

hayatın saçmalıkları


- geçen gün burger king'den adamın biri tam 90 tl lik hamburger aldı... gözlerimle gördüm... hamburger yemek saçma değil ama hamburgere toplu verilen 90 tl çok saçma geldi o an...
- facebook'ta bir arkadaşım var benle yaşıt kendisi, yani 27 yaşında :) her ay profilindeki resim değişiyor... her ay başka bir beyle resmini koyuyor ilişkisini ilan ediyor... böyle arkadaşlarım var diye utanıyorum ama bir yandan da acaba "kasımda aşk başkadır" filminden mi ilham aldı diye düşünmüyor değilim...
- bazı akrabalarımı hiç sevmiyorum ve evlendiğimden beri onları daha az görüyorum diye çok mutluyum...
- bazen gereğinden fazla dürüst olabiliyorum :/ yani olmamam gereken yerlerde ve hatta lehime olabilecek durumlarda da... dürüstlükle salaklık arasındaki o ince çizgideyim...
- bir de facebook'a kısaca "face" diyenlere tahammül edemiyorum.. sebebi yok, öyle işte..
- yine burger king de aylar önce çalışan kasiyerleri müşteri önünde haşlayan müdürü geçen gün bizim buradaki burger kingde görünce " aa ben sizi tanıyorum, siz başka bir burger king de çalışanlarınızı gözümüzün önünde küçük düşürüyordunuz" diye afişe edip bu kez ben onu çalışanları önünde haşladım :D pişman değilim.
- bu aralar dilimin kemiği yok, vitrinde görüp beğendiğim bir ayakkabının fiyatını sormak için içeri girdim, 800 tl den 390 tl ye inmiş ! sebebi ise gerçek tay tüyünden yapılmış olması. tay veya at koyun gibi kırpılan bir hayvan olmadığına göre bu hayvan öldürülerek yapılmış olmalı, zaten adam öyle der demez başka modellere bakmaya başladım. bu hala bana övüp duruyor. yok tay olması sıcak tutarmış, yok su geçirmezmiş, yok eskimezmiş, adam övmekte ısrar edince dayanamayıp "beyefendi, yormayın kendinizi ben tay derisinden yapılmış bişey giymem" dedim..
- bazen kalabalık beni cazgırlaştırıyor, alabildiğine çaçaroz olabiliyorum bişeye karşı. bizim buralarda sokaklar dar. ve yaya için ayrılan kaldırım benzeri yerler de çok dar. bir yandan tel. konuşarak bir yandan kaldırımdan yürüyorum. tam önümde bir yaşlı amca birden duraksadı, meğer karşısından ona doğru gelen motorlu bir kurye varmış adamcağız ne yapacağını şaşırmış tabi. ben bu motorlu dangalağa resmen kükredim. " siz bu kaldırımdan giderseniz biz nereden yürüyeceğiz " diye ama adam neye uğradığını şaşırdı, burada çok karşılaşılan bişey bu, yolda araba trafiği sıkışık olunca motorlar hooop kaldırıma, dün de arkamdan gelen motorun sesini duyup ısrarla kenara çekilmeden tın tın yürümeye devam ettik, beni çekiştiren sevgili de şaşkın, normalde araçla aramda 200 metre varken koşarak uzaklaşırım ben. ama kaldırımdan giden hiçbir motorlu araca yol vermicem. nasıl onlar yayalara yol vermiyorsa.
- yeni iş yerimde binbir çeşit insan var, anlat anlat bitmez, ama sanırım en çeşit olanı bizim servisin görgüsüz şöförü. detaya girmicem şimdi :D ileride belki.
- günde belki 50 tane pantolon resmi çektim ve birsürü katalog inceledim. şu sonuca vardım ; boyfrıend jean denen olay, kadını olabildiğine çirkin gösteriyor.
- işyerinde internete girmek yasak değil, ama twitter facebook gibi siteler yasak. haber siteleri engelli değil ama yasak vs vs. saçma saçma işler işte.
- uzun süre evde oturduktan sonra erken kalkmaya alışmak biraz zor oluyor. sabahları zaten huysuz olan bir insanım sabah servise giderken karşıma çıkan insanları labut gibi devirmek istiyorum. neyseki işe varana kadar uykum açılıyor.
- cumartesi günümünde tatil olması beni acayp motive ediyor, öyle böyle değil.

artık daha nadir post giriyorum ama hala bu tempoya uyum sağlayamadım, hala bazı akşamlar eve gelip yemek yer yemez uyuya kalıyorum :( ama telafi edicem. valla bak ! :)

Hiç yorum yok: